Ne kadar büyülü bir an… Uzanmış gökyüzüne bakıyorum. Etrafta hiç ses yok. Yüzüme kar yağıyor. Bir süre, uzaklardan bana yaklaşan herhangi bir kar tanesini gözlerimle yakalamaya, onu yolculuğunun sonuna yani gözlük camıma kadar takip etmeye çalışıyorum.Birkaç sefer başarısız oluyorum, seçtiğim her taneyi yarı yolda kaybediyorum. kalabalığa karışıp sıvışıyor. Vazgeçtim.
Gökyüzü, yaptığı şeyin kabahat olduğunu ancak büyüklerin bakışlarından anlayan bir çocuk yüzü gibi kırmızı. Pürüssüz, soluk bir kırmızı.
Hani aslında kabahatten çok, herkesin ona bakmasından dolayı bir kırmızı.